ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

ÇAVDARHİSAR

ÇAVDARHİSAR
ÇAVDARHİSAR İLÇE COĞRAFYA
Coğrafi Durum ve Doğal Yapı:
Kütahya'nın 48 km güney batısında yer alan ilçenin yüzölçümü 298 km2 , rakımı ise 1004 metredir. 
Arazi genellikle ovalık ve bazı kesimleri de ormanlardan oluşmaktadır. İlçede Ege ve İç Anadolu'nun karasal iklimi hakimdir.
ÇAVDARHİSAR İLÇE TARİH
Tarihçe:
Heredot’un dünyanın en eski kavmi olarak nitelediği Frigler, Kütahya bölgesinde rastlanan ilk topluluktur. Büyük Frigya ve Küçük Frigya şeklinde ikiye ayrılarak yönetilen Frig devleti içinde Aizanoi, Küçük Frigya’nın önemli şehirleri arasında yer almaktadır. Friglerden sonra bölgede sırasıyla Kimmer, Lidya, Pers, İskender İmparatorluğu, Bergama Krallığı ve M.Ö.133’de Roma imparatorluğunun hakimiyeti görülür. Şehir Roma döneminde psikoposluk merkezi olarak önemini korumuştur.
1078’de Anadolu Selçuklu Devletini kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah aynı tarihte Kütahya’yı fetheder. Bölge Germiyan Beyliği kuruluncaya kadar Türklerle Bizans arasında sürekli el değiştirmiştir. 1097 haçlı seferleri esnasında bölge haçlılarca işgal edilir. 1176’da ise II.Kılıçarslan’ın Miryekefalon savaşında Bizans ordusunu yenmesinin ardından 1177 ve 1182’de Kütahya ve Eskişehir havalisini kati olarak Türkleştirir.
Osmanoğulları’nın Batı Anadolu’ya yerleşmesi sırasında Çavdar Tatarları’nın Aizanoi bölgesine yerleşerek üs olarak kullanmıştır. İlçenin Çavdarhisar adını bu boydan aldığı bilinmektedir.
ÇAVDARHİSAR İLÇE İDARE VE NÜFUS
İdari Yapı ve Nüfus:
Nüfus kayıt sistemine göre ilçenin nüfusu 9000 dir. Bu nüfusun 2400’ü ilçe merkezinde 6600’ü belde ve köylerde yaşamaktadır.
İlçe merkezi 4 mahalleden ibaret olup, ayrıca 22 köy ve bir belde bulunmaktadır.
ÇAVDARHİSAR İLÇE KÜLTÜR VE TURİZM
Kültür, Turizm:
Kütahya’ya 48 km uzaklıkta olan Çavdarhisar, Uşak-İzmir Devlet Karayolu üzerinde kurulmuş bulunmaktadır. İlçeye bağlı 1 belde ve 22 köy mevcut olup bu köylerin tamamının yolları asfalt kaplamadır. İlçeye bağlı köylerin tamamında kanalizasyon şebekesi mevcuttur. Elektrik, haberleşme, içme suyu, ulaşım hizmetleri açısından önemli bir problemi bulunmamaktadır.
İlçeye yaklaşık 20000 biletli yerli ve yabancı turist gelmekte olup, turistlerin konaklaması için ilçemizde 2010 Eylül ayında faaliyete geçen Anemon Hotel'in 47 oda 108 yataklı bir butik oteli bulunmaktadır
ÇAVDARHİSAR'DA SOSYAL HAYAT
Doğum:
Yeni doğan çocuğa adını vermek için aile büyüklerinden dede, çocuğu kucağına alıp kıbleye doğru döner, çocuğun sağ kulağına ezan sol kulağına kamet okuyarak çocuğun adını verir. Genelde çocuğa yaşlı yakınlarının adları verilir.
Düğün:
Erkek çocukları ilkokula başlamadan sünnet edilmeye çalışılır. Çocuğunu sünnet ettiremeyecek durumdaki ailelerin çocukları belediye tarafından düzenlenen turizim festivalerinde toplu olarak sünnet ettirilir.
Önceleri evlilik yaşı 20 civarında iken günümüzde ortalama evlilik yaşı 25 civarındadır. Başlık parası gibi bir adet yoktur. Düğün her iki aileninde uygun gördüğü bir tarihte yapılır. Önceleri tef ile oynanırken bu adet teknolojiye yenik düşerek yerini müzik çalarlara, bilgisayarlara bırakmıştır.
Kız almaya konvoy halinde gidilir. Kız almaya damat gitmez. Kız alındıktan sonra ikindi namazını müteakip dini nikah kıyılır. Resmi nikah düğün töreni yapılmadan 5-10 gün önce kıyılır.
Takıların ve giyim eşyalarının çevreye oranla maliyetinin yüksek olduğu ve ailelerin bunları karşılamakta güçlük çektiği anlaşılmaktadır. Takı, elbise, yemek vb. olmak üzere bir düğün 20.000 lira civarındadır.
Sık olmamakla beraber zaman zaman akraba evliliğine rastlanmaktadır.
Askerlik:
Çok önceleri askerlik çağına gelen gençler toplu halde törenlerle gönderilirken günümüzde yakın akrabaları tarafından sade bir şekilde uğurlanır. Uğurlanmadan önce yakınları tavuk, çamaşır, para gibi hediyeler götürür. Askere gidenler ise dönüşlerinde kına getirirler, bunları yakınlarına dağıtırlar.
EKONOMİK HAYAT
Çavdarhisar’da halkın geneli tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Hayvancılık genellikle köylerde yaygındır. İlçe merkezinde birkaç aile küçükbaş hayvancılıkla uğraşmaktadır. Keçi besleyen aile ilçe merkezinde yoktur. Keçi yetiştiriciliği daha çok dağa yakın olan köylerde yaygındır. Bölgemizde çiftçiler çoğunlukla buğday, nohut ve şeker pancarı yetiştirmektedir. 
Sebze ve meyve yetiştiriciliği fazla yaygın olmamakla beraber domates, biber, marul, salatalık, ıspanak, lahana gibi sebzelerle; elma, armut, kiraz, vişne, çilek gibi meyveler yetişmekte, özellikle Hacıkebir beldemizde yetiştirilen çilek son derece lezzetli olup Hacıkebir çilekleri yerel bir üne de sahiptir. Son zamanlarda özellikle patates üretiminde önemli artış olmuştur.
İlçemizde balıkçılık faaliyetleri de yürütülmektedir. İlçemiz Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun en büyük "Kara Alabalık Tesisi"ne sahiptir.
YÖRESEL KIYAFETLER
AİZANOİ ANTİK KENTİ
Kütahya ilinin 48 km güney batısında,Eski Köy veya Eski Çavdar denilen ve ilk yerleşimin bulunduğu mevkide yer alan antik kent Frigya’ya bağlı olarak yaşayan Aizanitistler’in ana yerleşmesidir.
Yapılan kazılarda M.Ö. 3000 yıllarından yerleşme tabakaları ortaya çıkartılmıştır. Dolayısıyla Roma döneminde bu günkü halini alan kentin eski uygarlık tabakaları üzerine kurulduğu anlaşılmaktadır. M.Ö. 1. Yüzyılın son çeyreği ve Erken Augustus dönemi (M.Ö.27-M.S.14) sikkelerinde kentin adı EZEANİTON olarak geçmektedir. Helenistik dönemde değişimli olarak Bergama ve Bithinya’ya bağlı olan şehir M.Ö. 133’te Roma egemenliği altına girmiştir.
Roma döneminde tahıl ekimi, şarap ve yün üretimiyle zenginleşen şehrin ünü sınırları aşmıştır. Kesin kentleşme bulgularına 1.yy sonuna doğru rastlanan antik kent, II. Hadriyanus (M.S.117-138) döneminde en parlak ve ihtişamlı günlerini yaşamıştır.
Bu dönemde Yunan şehirleri birliğine alınan kentte yeniden imar faaliyetlerine başlandı. Zeus tapınağı yeniden kuruldu, tiyatro, stadyum, hamam ve spor yeri yeniden onarıldı.
Koca Çay'ın iki yakasına kurulan şehirde 5 adet köprü bulunmaktaydı. Bugün bunlardan iki tanesi ayakta kalabilmiş ve halen kullanılmaktadır.
Çavdarhisar Emet karayolu üzerindeki beş kemerli köprü hâlâ kullanılmaktadır. Köprü korkuluğunun bir kaidesi üzerindeki yazıttan, açılış merasiminin M.S. 157 yılının Eylül ayında yapıldığı anlaşılmaktadır. Yazıt ve kabartmalı iki korkuluk taşı bugün köprünün önünde sergilenmektedir.
Kentte yer alan ‘Yuvarlak Yapı’ diye adlandırılan ve dünyanın ilk borsa binası olma özelliğini taşıyan bu yapıya M.S. 4. yy başlarında İmparator Diokletian tarafından enflasyonla mücadele için yapılan ücret tespitleri kazınmıştır.
Bu yapının kuzey doğusunda ise M.S. 400’lere tarihlenen sütunlu cadde ve malların satışa sunulduğu dükkanların girişleri de yapılan kazılar sonucu ortaya konmuştur.
1992 ila 1995 yılları arasında yapılan kazılarla ortaya çıkarılan sütunlu cadde az miktarda mermer tamlaması kullanılarak ayağa kaldırıldı.
Sütunlu caddenin yapılması için, ortadan kaldırılan en önemli yapı Artemis Tapınağı idi.
Sütunlu cadde 6.yüzyıla kadar varlığını korumuş olup bir deprem neticesinde yıkılmış olduğu tahmin edilmektedir.
Hamamda yapılan kazılarda mozaikler ele geçirilmiştir.
Aizanoi’deki stadion-tiyatro kombinasyonunun benzeri yoktur. Stadion'da yapılan 1982-1990 yılları arasındaki araştırmalar, bu yerin M.S. 160 yılından sonra başlanıp, aralıklarla M.S. 3.yüzyılın ortalarına değin bir yapım süreci geçirdiğini ortaya koymuştur.
Stadionun oturma sıraları hafif çokgen biçimli olduğundan yapı ortada genişlemektedir. En geniş kesimde batı tarafta bir kapı binası vardı. Resterasyon sırasında podyum üzerine
Konmuş iki oturma taşı, bu kapı binasının daha sonra bir dönemde oturma basamaklarıyla örtülerek kullanılmaz hale getirilmiştir. Stadionun tiyatroya bakan cephesi mermer kaplı bir duvarla sınırlıdır. Bu aynı zamanda tiyatro sahnesinin de arka tarafının kaplamasıdır. Mermer parçaları bugün stadionun kuzeyinde görülebilmektedir. Bu cephe duvarının alçak kaidesi Dor üzerindedir. Pencereli ilk kat üzerinde büyük kemer açıklıklı yüksek attika katı gelmektedir. Tiyatronun sahne kısmı zengin mermer bezemelerle kaplıydı. Bu bezemeler yüzyıllar boyu süregelen çeşitli depremler yüzünden oturma basamaklarının ortasına doğru yıkıldıkları gibi kalmışlardır. Sahne binasını süsleyen özenle yapılmış mermer mimarideki bezemeler üzerine yapılan araştırmalar, yapının önce tek kat olduğunu ortaya koymuştur. Daha sonra stadion genişletilirken buraya da ikinci kat eklenmiştir. Mermer mimarinin çok az bir kısmı, asıl yeri olan kesme kalker taşlı yapının önünde kalmıştır. Düşmüş mermer taşları arasında av sahnesi betimli kaliteli friz parçaları özellikle dikkat çekmektedir.
Antik Baraj ve Taş Ocakları
Sel felaketinden korunmak için Penkalas Nehri (Bedir Dere) üzerinde, iki evrede inşa edildiği anlaşılan, günümüze iyi koruna gelmiş bir baraj duvarı vardır. Bu iki yapı evresi, çoğu oturma basamağı olan devşirme mermer parçalarla birbirinden ayrılmaktadır. Baraj duvarının üst kesimlerindeki kayalıklarda, antik dönemde buranın taş ocağı olarak kullanıldığına işaret eden izler bulunmaktadır.
Meter Steunene Kutsal Alanı


Şehrin bilinen en eski kutsal alanı Tanrıça Meter Steunene'ye ait kült yeri olan, işlenmiş kayalarla mağara ve bugün çökmüş durumdaki derin kaya inidir. Burada, 1928 yılında yapılan kazılarda ele geçen pişmiş toprak kült figürinleri, burayı M.Ö. 1. yüzyıl ile M.S. 2. yüzyıl arasına tarihlemektedir. Mağaranın üst tarafında basamaklı bir kaya tahtı görülür. Bu tip kutsal alanlara Frigya'nın kırsal kesimlerinde rastlanır. Bu da Meter Steunene kutsal alanının M.Ö. 1. yüzyıldan çok önceleri bile kullanıldığını gösterir. Kaya kesintisinin üstünde taşlardan örülmüş yuvarlak iki kurban çukuru (bothroi) da kutsal alanın daha erken dönemine ait olabilir. Burada, halkın inancına göre kaya oluşumlarında yaşadığına inanılan, dağların ve doğanın hakimi, Anadolu'nun ana tanrıçasına adaklarda bulunuyorlardı.
İlçemiz Gökler Köyünde Bulunan Anıt Ağaç


İlçemiz sınırları içerisindeki Gökler Köyünün girişinde yeşil rengin değişik tonları arasında yapacağınız kısa bir yolculuğun ardından ulaşacağınız anıtsal nitelikteki yaşlı çam ağacı meraklı ziyaretçilerini bekliyor. 500 yaşında olduğu tahmin edilen ve son derece ilginç bir şekilde gelişmiş olan çam ağacının şemsiye görünümündeki dalları oldukça etkileyicidir. Ağacın gövde kısmı ise görülmeye değer güzelliktedir. Doğa meraklılarının kaçırmaması gereken bu güzellik misafirlerini beklemektedir.


ÇAVDARHİSAR ANEMON OTELİ
İlçemizde bulunan Çavdarhisar Anemon Otelinin açılışı 28 Temmuz 2010 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul GÜNAY'ın teşrifleriyle yapılmıştır.
3.999 metrekare toplam brüt inşaat alanı olan, 2.100 metrekare arsa alanı, 108 yatak, 41 odası frenchbed, 6 odası da twin bed olmak üzere toplam 47 oda vardır. Bunların 14 adedi superior oda, diğer 33 adedi ise deluxe oda olarak hazırlanmıştır. Otelde kapalı havuz, hamam ve sauna bulunmaktadır. 300 kişilik sinema düzeni olan bir toplantı salonu haricinde çok amaçlı kullanılabilecek bir salonu daha bulunmaktadır. Dış görünümü taş bina görünümünde olup, iç bölümü konak şeklinde olan butik otel İlçemizde hizmet vermektedir.
Çavdarhisar'ın tarihi yapılan kazılar sonucunda elde edilen bulgulara göre M.Ö.3000'li yıllara dayanır.
İlçemizde bulunan Aizanoi Antik Kenti’nin adının; Penkalas (Koca Çay) ırmağının yukarı kesiminde, tanrıça Meter Steunene’nin kutsal mağarası civarında yaşayan Frigyalıların su perisi Erato ile efsanevi kral Arkas’ın birleşmesinden ortaya çıktığı sanılan antik kaynaklarda adlı Azan olarak geçen mitoloji kahramanından geldiği sanılmaktadır.
Aizanoi, antik Frigya’ya bağlı olarak yaşayan Aizanitis’lerin ana yerleşim yeriydi. Helenistik dönemde, bu bölge değişimli olarak Bergama’ya ve Bithinya’ya bağlı iken M.Ö.133’te Roma egemenliğine girmiştir. Roma İmparatorluk döneminde; tahıl ekimi, şarap ve yün üretimi sayesinde zenginleşmiş ve ünü bölge sınırlarını aşmış olan Aizanoi’de kesin kentleşme bulgularına ancak 1 nci yy.’ın sonlarına doğru rastlanmaktadır.


Resim 1


Aizanoi kentinin görkemli yapılarına Zeus Tapınağı ile başlanılmıştır. M.S. 2 nci yy.’ın ortalarında küçük bir tapınak olarak kabul edilen bir Heroon’u bulunan ve etrafı galeriyle çevrelenmiş olan Agora inşa edilmiştir. Güneyde Dor sütunlu galeriyle çevrili alan, tapınağı çevreleyen galeriden daha önce yapılmıştır. Görkemli bu yapıların bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.


Erken Bizans döneminde piskoposluk merkezi iken 7 nci yy.’dan itibaren önemini yitirmiştir. Tapınak düzlüğü Ortaçağ’da hisara dönüştürülmüştür. Ertuğrul Gazi dönenimde Söğüt’ten gelen Çavdar boylarının buraya yerleşmesiyle İlçe bugünkü ismi olan “ÇAVDARHİSAR” adını almıştır.


Aizanoi 1824 yılında Avrupalı gezginlerce yeniden keşfedilmiş ve 1830-1840’lı yıllarda incelenerek, tanımlanmış ve 1926 yılından itibaren de Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından kazı çalışmalarına başlanılmıştır. Kazı çalışmaları halen devam etmektedir.Aizanoi’den günümüze kalan yapı kalıntılarının büyük bir kısmı Roma İmparatorluk dönemi eserleridir.

Zeus Tapınağı
Zeus Tapınağı’nın yapımına M.S. 1 nci yy.’ın 2 nci çeyreğinde başlanmıştır. Tapınağın ön galerisinin (Pronaos) kuzey tarafındaki yazıtta İmparator Hadrian ile kent arasındaki yazışmalar yer almaktadır. Aynı duvarın dış tarafında ki yazıtlarda ise M. Apuleius Eurykles’ten söz edilmektedir. Yazıt, M. Apuleius Eurykles’in erdemlerinden ve kent için yaptığı işlerden övgü ile bahsetmektedir. Tapınağın yazıtlarının ve kesme taşlarının üzerinde savaş sahnelerini, atlıları ve atları gösteren çizimler vardır. Bu çizimler, 13 ncü yy.’da tapınağın etrafındaki surlarda korunak arayan Çavdarların yaşamlarından sahneleri göstermektedir.
Resim 2 : Zeus Tapınağı’nın 15 İon sütunlu uzun yanı
Tapınağın kısa yanında 8, uzun yanında ise 15 İon sütunu bulunmaktadır. Sütunlarla iç mekanlar (Pronaos, Cella ve Opisthodomos) arasındaki uzaklık, sütunlar arasındakinden iki defa daha geniştir.





Resim 3: Zeus Tapınağı’nın 8 İon sütunlu kısa yanı
53 x 35 m. ölçülerindeki podyum üzerine yapılmış olan tapınak ile tonozlarla örtülü büyük bir alt yapımının birleşimi, Anadolu’da ki Roma mimarlık sanatında pek alışılmamış bir durumdur ve tam bir benzerine rastlanmamıştır. Cella, Opisthodomos ve Pronaos’u bütünüyle kaplayan alanın altındaki alt yapının kehanet yeri veya depo işlevini gördüğü sanılmaktadır.

Resim 4 : Cella, Opisthodomos ve Pronaos’u bütünüyle kaplayan alanın alt yapısı
Resim 5 : Kadın büstü biçimli Akroter
Tapınağın kuzeybatı alınlığında bir kadın büstünün bulunması, tapınağın yalnız tanrıların babası Zeus’a değil, aynı zamanda Aizanoi’de Meter Steunene adıyla tapınılan Anadolu’nun Kybele tanrıçasına da adanmış olduğunu gösterir. Ancak son araştırmalar tapınağın çift tanrıya (hem Zeus, hem de Kybele’ye) adanmış olamayacağını ortaya koymuştur. Kadın büstü biçimli Akroter tapınağın önünde, buluntu yerine yakın bir yere konulmuştur.
Stadion ve Tiyatro
Aizanoi’de ki Stadion-Tiyatro kombinasyonunun benzeri yoktur. Stadion’da yapılan araştırmalar bu yerin M.S. 160 yılından sonra başlanıp, aralıklarla M.S. 3 ncü yy.’ın ortalarına değin bir yapım süreci geçirdiğini ortaya koymuştur. Stadion’un oturma sıraları hafif çokgen biçimli olduğundan, yapı ortada genişlemektedir. Stadion’un tiyatroya bakan cephesi mermer kaplı bir duvarla sınırlıdır. Bu aynı zamanda tiyatro sahnesinin de arka tarafının kaplamasıdır.

Resim 6 : Stadion’un uzaktan görünüşü
Tiyatronun sahne kısmı zengin mermer bezemelerle kaplıydı. Bu bezemeler yüzyıllar boyu süregelen çeşitli depremler yüzünden oturma basamaklarının ortasına yıkıldıkları gibi kalmışlardır. Sahne binasını süsleyen özenle yapılmış mermer mimarideki bezemeler üzerine yapılan araştırmalar, yapının önce tek katı olduğunu ortaya koymuştur. Daha sonra Stadion genişletilirken buraya ikinci bir kat eklenmiştir.
Hamam
M.S. 3 ncü yy.’ın 2 nci yarısında şehrin kuzeydoğusunda aslında var olan büyük kireçtaşı bloklardan oluşan bir bina içine ikinci büyük bir hamam inşa edilmiştir. Hamam mekanlarından birinde, ortada Satyr ve Menad betimli kaliteli bir mozaik taban vardır. M.S. 4 ncü veya 5 nci yy.’dan sonra bu hamamın ana mekanı düzenlenmiş ve Aizanoi’nin erken hıristiyan cemaatinin yöneticiliğine atanan piskoposluk merkezi işlevini görmüştür.

Resim 7 : Satyr ve Menad betimli mozaik taban
Yuvarlak Yapı (Macellum) ve Geç Antik Sütunlu Cadde
M.S. 2 nci yy.’ın 2 nci yarısından kalma ve olasılıkla gıda pazarı olarak kullanılmış olan yuvarlak yapıya M.S. 4 ncü yy.’ın başlarında İmparator Diocletianus’un 301 yılında enflasyonla mücadele için yaptığı ücret tespitlerinin kopyası konulmuştur. Bu yazıtta, İmparatorluk pazarlarında satılan tüm malların satış ücretleri yer almaktaydı. Bu haliyle dünyada ki ilk borsa binalarından birisidir.

Resim 8
1992 ila 1995 yılları arasında yapılan kazılar sonucunda; yuvarlak yapıyı kuzeydoğudan sınırlayan sütunlu galerilerle çevrili ve buluntulara göre M.S. 400 ncü yıllara tarihlenen bir cadde ortaya çıkarılmıştır. Sütun ve kiriş parçaları neredeyse bütünüyle ele geçtiğinden yapı yeniden ayağa kaldırılmış, ayağa kaldırılmada kullanılmayan mimari parçalar ise galerilerin arka duvarlarına yerleştirilmiştir. Sütunlu caddenin her iki yanında malların satışa sunulduğu dükkanlar ve atölyeler yer almaktaydı.
Aizanoi.ZeusTemple.jpg
Yapımı için tapınak yıkılan ve 6 ncı yy.’a kadar varlığını koruyan sütunlu caddenin bir deprem neticesinde yıkılmış olduğu sanılmaktadır.

Resim 9
Sütunlu caddenin yapılması için ortadan kaldırılan en önemli yapı Artemis Tapınağı’dır. Tapınak İmparator Claudius (M.S. 41-54) döneminde inşa edilmiştir. Zengin süslemeleri ile dikkati çeken kuzeydoğu galerinin görkemli İon başlıkları bu tapınağa aittir.

Resim 10
Resim 11: Artemis’in atribüsü olan geyik kabartması
Köprüler

Resim 12
Antik dönemde iki yakayı birbirine bağlayan beş köprüden ikisi bugün bile geçişe hizmet etmektedir. Beş kemerli taş köprü korkuluğunun bir kaidesi üzerindeki yazıttan açılış merasiminin M.S. 157 yılının Eylül ayında yapıldığı anlaşılmaktadır. Köprüye 1990 yılında yeni korkuluklar konmuş ve yeniden kaplanmıştır.